Aşı mucidi Pfizer’ın suçları

Anas Mustafa, Pfizer'ın deneysel ilacı Trovan'ın verildiği Nijeryalı çocuklardan birisi, fotoğraf 2007'de George Osodi (AP) tarafından çekilmiş

Kapitalist düzende aşı ve ilacın araştırma-geliştirme ve üretim faaliyetleri tekellerin elindedir.

İlaç üreticileri dünyada en çok kazanan şirketler arasındadır.

Üstelik ilaç fiyatlarının maliyetle ne kadar korelasyon gösterdiği, dolayısıyla şirketlerin kazancı tam bir sır durumundadır. Bunun nedeni ilaç şirketlerinin araştırma-geliştirme ve üretim için harcadıkları parayı, yani ilacın maliyetini, kendilerinden başkasının bilme olanağının olmamasıdır.

İlaç şirketleri kendi beyan ettikleri araştırma-geliştirme ve üretim maliyetlerinin üzerine ortalama %20’lik bir kar payı ekleyerek ilacı piyasaya sürerler.

Pfizer’ın suçlarından birisi: Ürettiği ilaçlara yüksek zam

İlaç tekellerinin bir “haksız” kazanç yolu da ürünlerine yüksek oranlarda zam yapmalarıdır. İlaç fiyatları, hastaların alım gücünü zorladığı, sigorta şirketlerinin maliyetini artırdığı için politikacıları da zor duruma sokar. Bu nedenlerle de özellikle ABD’de çok tartışılan konular arasında yer alır.

Bu tür şikayetlere hedef olan şirketlerin başında gelenlerden birisi de Covid aşısının mucitleri arasındaki Pfizer’dır.

Pfizer Türkiye’de de yaygın olarak bilinen ve kullanılan Nexium, Lipitor, Zitromax, Viagra, Xanax, Lyrica, Celebrex gibi ilaçların üreticisidir.

2020 yılında ABD'de ilaç fiyatlarına en çok zam yapan şirketler arasındadır. Kimi yorumcular bunu, Pfizer hisselerinin 2019 yılında borsanın genel kazanç ortalaması olan %28’in altında (%10) primlenmiş olmasına bağlamaktadır.

2020 yılı başında ilaç fiyatlarına %6 kadar zam yapılırken, Pfizer 40’dan fazla ilacının fiyatını %9’un üzerinde artırdı.

Pfizer’ın 2019 için ilaç fiyatlarına yapmayı düşündüğü zam oranı Trump tarafından da eleştirilmiş ve şirket bu nedenle zam kararını bir süre ertelemek zorunda kalmıştı.

O günlerdeki tartışma ortamında Pfizer kendisine yönelik eleştirilere kendi internet sitesi üzerinden yanıt vermeye çalışmış ve ilaç fiyatlandırma politikasında şu noktaların belirleyici olduğunu belirtmişti: İlaçların hastalara ve topluma sağladığı yarar, hastaların ilaca ulaşımının garantilenmesi ve kendi yapacağı yeni yatırımlar.

Pfizer'ın fiyatlandırma politikası, beklendiği üzere, tamamen kazanç maksimizasyonu hedefine göre şekillenir. Örneğin hastaya sağladığı yararı yüksek olan ilaç yüksek zammı da hak eder.

Pfizer aleyhindeki davalar

Yaklaşık 55 milyar dolar yıllık geliri olan Pfizer geçmişte değişik nedenlerle çeşitli davalara maruz kaldı. Hastalar tarafından kusurlu ürün üretmekle, ABD hükümetleri tarafından yasa dışı pazarlama ve sağlık hizmetleri dolandırıcılığıyla suçlandı. 2017’de İtibar Enstitüsü Pfizer’ı en iyi ilaç üreticisi şirketler listesinde son sıraya (17.) yerleştirdi.

Pfizer aleyhine açılan davaların en çok bilineni mide ve özefagus ülserlerinin tedavisinde kullanılan Protonix isimli ilaçla ilgili olanlardır. Hastalar ilacın prospektüsünde böbrekle ilişkili yan etkilerinin yazılmamış olması nedeniyle davalar açtılar. Pfizer bu davalardan 2013 yılında 55 milyon Dolar tazminat ödeyerek kurtuldu.

Yaklaşık 10.000 kadın Pfizer’ın östrojen hormonu içeren Prempro isimli ilacı aleyhine meme kanserine yol açtığı gerekçesiyle dava açtı. Şirket bu davaları 1 milyar Dolar’dan fazla tazminatla kapattı.

Yaklaşık 3.000 kişi intihar eğilimine yol açtığı gerekçesiyle erişkinlerde sigara bıraktırma tedavisinde kullanılan Chantix ilacı aleyhine dava açtı. Şirket 2013 yılında bu davaları çözmek için 288 milyon Dolar para harcadı.

Mayıs 2018’de 6.000’den fazla hasta depo testosteron ilacının kan pıhtılaşmasına ve felce yol açtığı gerekçesiyle Pfizer’ı dava etti.

Pfizer 1996’da Nijerya’da menenjitli çocuklar üzerinde geniş spektrumlu bir antibiyotik olan Trovan isimli ilacıyla onaylanmamış bir klinik araştırma yürüttü. Araştırma sürecinde pek çok çocukta karaciğer yetmezliği gelişti. Pfizer 2011 yılında çocuklarını kaybeden 4 aileye 700.000 Dolar tazminat ödedi, ayrıca olası diğer şikayetler için de 35 milyon Dolar’lık bir fon ayırmak zorunda kaldı.

Pfizer’ın Effexor, Zoloft, Eliquis, Lipitor ilaçları hakkında açılan binlerce dava ise mahkemelerce reddedildi.

Piyasa sağlığı bozar

Pfizer’ın bu suçları şüphesiz Alman biyoteknoloji firması Biontech ile birlikte geliştirmekte olduğu Covid aşısını damgalamak için kullanılamaz.

Ancak tüm bu olayların gösterdiği kesin olgu, kapitalist düzende sağlıkla ilgili her şeye bir sahtekarlık karışabileceği gerçeğidir.

O nedenle sağlık piyasaya, kapitalist üretim ilişkilerine teslim edilemez ve ilacı da aşıyı da devlet üretmelidir, sosyalist devlet.

 

https://www.cnbc.com/2018/11/16/pfizer-to-raise-some-drug-prices-despite-pressure-from-trump.html

https://247wallst.com/healthcare-economy/2020/01/02/is-pfizer-raising-drug-prices-too-much-in-2020/

https://www.pfizer.com/news/featured_stories/featured_stories_detail/how_does_pfizer_price_medicines

https://www.drugwatch.com/manufacturers/pfizer/

 https://www.theguardian.com/world/2011/aug/11/pfizer-nigeria-meningitis-drug-compensation

Yorumlar

  1. Sağlık piyasaya terkedilemez. Devlet eliyle herkese eşit, ulaşılabilir, parasız olmalı. Halk Sağlığı derslerinde anlattınız hocam hemfikirim biliyonuz sizde hastanelerde, asmler de sanki işletme oldu.Birazını biliyordum bu kadarını hayel edemezdim.saygılarımla İBelek hocam. Mustafa Özcan Ser.

    YanıtlaSil
  2. Emeğinize sağlık ilker hocam, sosyalist devlet

    YanıtlaSil
  3. Hocam saygılar. İnsanlık bunları atlatacak güçtedir. Esas olan kaynakların halka kullanılmasıdır. Sağlık, eğitim, ulaşım, konut herşeye ücret ödemeden sahip olmalıyız.Küba gibi👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  4. Tek söz: İnsanlık dışı bu sistem değişmeli. Bilime olan güvenin teminatı köklü değişimle mümkün olacaktır. Hürmetle hocam.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

SALGIN