Sputnik V aşısıyla
ilgili gerçekler
Brezilya neden onay vermedi?
Aşı
firmalarının üretim kapasitesinin yetersizliği, buradan kaynaklı tedarik
sorunları ülkeleri farklı aşı seçeneklerini bir an önce değerlendirmeye mecbur
bırakıyor.
Sinovac
firmasının ülkemize Mayıs ayına kadar sağlayacağı söylenen 100 milyon doz
aşıdan haber çıkmayınca Sağlık Bakanlığı da yönünü Rusya’ya, Sputnik V’e
çevirdi.
Sputnik V’in temel özellikleri
Bu bir adeno
virüs aşısı. SARS-COV-2’nin insan hücrelerine girmesini sağlayan spike (dikensi)
proteini, öldürülmüş adenovirüs içine yerleştirildikten sonra, bu genetik materyal
insana enjekte ediliyor ve böylece SARS-COV-2’ye karşı bağışıklık oluşması
sağlanıyor.
Aşının
üreticisi Rusya’nın Gamaleya Enstitüsü. 3 hafta arayla iki kez uygulanıyor. Gamaleya
bu iki doz için iki farklı tür adenovirüs (Ad5 ve Ad26) kullanıyor. Bu virüsler
insan hücre kültüründe (HEK293) üretiliyor. İnsana enjekte edilecek
adenovirüslerin tamamen zararsız hale getirilebilmesi için de çoğalmalarını
(replikasyon) sağlayan E1 genlerinin çıkarılmış olması gerekiyor.
Aşıyla
ilgili olarak Rusya’nın bilimsel verileri açıklamadığı yönündeki (gerçekten
öyleydi) endişeler aşının faz 3 araştırması 2 Şubat 2021’de Lancet isimli
önemli tıp dergisinde yayımlanınca önemli derecede dağıldı. Faz 3
araştırmasında koruyuculuğunun %91,7 olduğu, önemli bir yan etkisinin olmadığı
bildirildi.
Rusya’da 3,8
milyon insanın verilerini içeren gerçek yaşama ilişkin bilgiler ise aşının
koruyuculuğunun %97 olduğunu gösterdi. Ancak bu veriler herhangi bir tıp
dergisinde yayımlanmadı, başka bir ülkeden de bu tür bir bilgi paylaşılmadı.
Yine gerçek
yaşam verileri aşı uygulaması sonrasında 4 ölüm ve 6 ciddi yan etki
barındırıyor. Ayrıca aşının tipik aşı yan etkilerinin ötesinde grip benzeri bir
tabloya yol açtığı da belirtiliyor.
Sputnik V’i kullanan ülkeler
Sputnik V şu
anda 60’dan fazla (tahmin edileceği gibi Latin Amerika, Afrika ve Asya’daki)
ülkede kullanıma girdi ya da girmek üzere. En çok kullanan ülke 100 milyondan
fazla dozla Hindistan. Hindistan 1,4 milyar doz için Rusya ile ön anlaşma
yaptı.
Öte yandan henüz
Dünya Sağlık Örgütü, ABD Gıda ve İlaç Dairesi ve Avrupa İlaç Ajansı Sputnik V’e
kullanım izni vermediler.
Brezilya’nın itirazı
Her şey
yolunda gidiyor diye düşünülürken, 26 Nisan tarihinde Brezilya Sağlık Otoritesi
Ajansı Anvisa’nın Sputnik aşısının kullanımını reddetmesi kafaların yeniden
karışmasına yol açtı.
Oysa
bilindiği gibi Brezilya dünyada salgından en çok etkilenen ülkeler arasında yer
alıyor. Brezilya halihazırda Sinovac aşısını kullanıyor ve nüfusunun ancak
%14’ünü tek dozla aşılayabilmiş durumda. Yani şu anda dünyada aşıya en fazla
derecede ihtiyaç duyan birkaç ülkeden birisi. Sinovac’tan tedarik sorunu ortaya
çıkınca farklı seçenekleri değerlendirmeye karar vererek, Sputnik ile
ilgilenmeye başladı.
Anvisa’nın
ret kararı Sputnik aşısının iki dozundan birinde çoğalma yeteneğine sahip (oysa
bunlar tam olarak öldürülmüş olmalıydı) adenovirüs saptanmış olmasına
dayanıyor. Bunun anlamı, aşılanan kişilerin adenovirüs enfeksiyonuna (soğuk
algınlığı) yakalanma ihtimalidir. Bu hastalık genelde hayati tehlikeye yol
açmasa da, bağışıklık sistemi sorunlu insanlarda durum tam tersi olabilir.
Anvisa’nın
bu açıklaması hem uluslararası ortamda hem de Brezilya’nın içinde hararetli bir
tartışmayı tetikledi. Keza Anvisa gibi kurumlar ilgilendikleri aşıya onay
verecekleri zaman laboratuvar çalışması yapmazlar. Yani bu örnekte olduğu gibi
aşıdaki adenovirüsün çoğalma yeteneğine sahip olup olmadığını, E1 geni taşıyıp
taşımadığını kendileri tetkik etmezler. Değerlendirmeleri ilgili üretici
kurumun verdiği dokümanlara dayanır.
Nitekim
Anvisa da açıklamasında zaten böyle bir analiz yapmadığını, Gamaleya'dan gelen
dokümanlara güvendiklerini, aşının bir dozundaki virüslerin çoğalma yeteneğine
sahip olduğu bilgisinin bu dokümanlarda bulunduğunu bildirdi.
Gamaleya
Enstitüsü her aşı dozunda 5.000 adet çoğalma yeteneğine sahip virüs partikülü
olmasına izin veriyordu. Firmanın sunduğu kalite belgelerinde de doz başına 100
kadar çoğalabilir virüs partikülü bulunduğu bilgisi yer alıyordu. Teorik olarak
olması gereken ise aşıda çoğalma yeteneğine sahip virüs sayısı kesinlikle sıfır
olmasıydı.
Böyle olmasına
rağmen Anvisa’nın açıklamalarına Gamaleya’dan anında yalanlama geldi. Hatta
Enstitü Brezilya’nın bu kararı, Rusya’nın Latin Amerika’da giderek artan
etkisinden rahatsız olan ABD’nin baskısıyla aldığını ima etti.
Bunun
üzerine Anvisa direktörü Mendez düzenlediği basın toplantısında Gamaleya
yetkilileriyle yaptıkları online toplantıya ait video kayıtlarının bir kısmını katılımcılara
izletti.
Bu
kayıtlarda Anvisa yetkililerinin Gamaleya’ya “aşılarınızda çoğalabilir virüs
partikülleri saptamanıza rağmen neden zamanında önlem almadınız?” diye
sordukları, Gamaleya yetkililerinin ise bu soruyu riskin farkında olmalarına
rağmen çok zaman alacağı için durumu görmezden geldikleri şeklinde
yanıtladıkları bildiriliyor.
Anvisa’nın
Sputnik’e yönelttiği başka eleştiriler de var: Bildirilen 4 ölüm vakasına
ilişkin yeterli bilgi sunulmaması gibi. Anvisa, ayrıca, Nisan ayında Rusya’ya
yaptıkları denetleme gezisi sırasında 7 aşı üretim tesisinden yalnızca 3’ünü
görmelerine izin verildiğini de ekliyor ve tesislerdeki üretim
standardizasyonundan emin olmanın mümkün olmadığını belirtiyor.
Anvisa’nın
bu açıklamalarına Brezilya’nın içinden de kimi suçlamalar geldi. Öyle ki bir an
önce aşı bulunması talebinde bulunan bazı eyalet valileri, çoğalma yeteneği
olan virüsleri aşılara bizzat Anvisa’nın eklediğini bile iddia ettiler.
Başka ülkeler de var
Nisan ayı
başında Slovakya da Sputnik V dozlarının Lancet dergisinde belirtilen
özelliklere sahip olmadığını belirterek aşıyı veto etti. Almanya ise Avrupa
İlaç Ajansı’nın koruyuculuk ve güvenlik endişelerini gerekçe göstererek onay
vermemiş olması nedeniyle Sputnik V kullanmayacağını açıkladı.
Türkiye ne yapmalı?
Günümüzde
emperyalist aşı savaşlarının yaşanmakta olduğu gerçeği yadsınamaz.
Her ülke
kendi aşısını pazarlamaya çalışıyor. Bu tutum ekonomik olmanın ötesinde siyasi
amaçlar da içeriyor. Emperyalist ülkeler şimdi aşılarıyla etki alanlarını
genişletmeye çalışıyorlar.
Dolayısıyla
Anvisa’yı ABD güdümünde politik olmakla suçlayanların iddialarını bir kalemde
bir kenara atmak mümkün değil. Keza ABD’nin onay vermemiş olması da pekala
kendi coğrafyasında AstraZeneka aşısının pazar payını genişletme niyetiyle
alakalı olabilir.
Ancak Anvisa
kurumunun ortaya koyduğu veriler de yabana atılır gibi değil. Ve eğer bu
bilgilerde biraz olsun gerçeklik payı varsa, aşının kitlesel uygulanması önemli
halk sağlığı sorunlarına neden olabilir.
Sputnik V
aşısına acil kullanım onayı verdiği şu aşamada Türkiye’nin bu tartışma ve
eleştirileri dikkate alma ihtimali şüphesiz yok denecek derecede az. Ancak
Brezilyalı yetkililerin iddialarının araştırılmaya değer olduğu da kabul
edilmeli.
Ülkemizde
herhalde aşıdaki adenovirüs partikülünde virüsün çoğalmasını ve aşılanan insanı
hastalandırmasını sağlayacak E1 geni olup olmadığını anlayabilecek kapasitede
bir viroloji laboratuvarı vardır.
1-https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(21)00234-8/fulltext
3-http://www.pharmatimes.com/news/real-world_data_suggests_sputnik_v_vaccine_is_97.6_effective,_says_rdif_1367526
4-https://www.dw.com/en/is-sputnik-v-vaccine-safe/a-572193144-
6- https://www.washingtonpost.com/world/2021/04/27/sputnik-vaccine-brazil-russia-coronavirus/
Hocam ayrıntılı bilgilendirmeniz için çok iyi oldu. Kafamız artık iyice karıştı. Yazdığınız şekilde ülke savaşları haline geldi. Temennim bizdede incelenir bu aşı. Varolun.
YanıtlaSilHocam takatimiz kalmamıştır.bu aşı mevzusu uzadıda uzadı.kendi aşını kendin yapmazsan böyle el kapılarına bakarsın. Biyontek oldum hadi hayırlısı dedik. Sevgi,saygılar.
YanıtlaSil