Çin-Sinovac aşısıyla
ilgili sorunlar
Şimdiye
kadar Sinovac aşısıyla ilgili iki yazı yazdım. Bu yazılarda Sinovac firmasına
ve Çin’e karşı milliyetçi, tepeden bakan görüşlere karşı somut durumu
göstermeyi hedefledim.
İlkinde
(Çin-Sinovac aşısıyla ilgili gerçekler, 13 Aralık 2020) firma ve ürettiği
aşıyla ilgili gerçeklere yer verdim. Aşının faz-1/2 çalışmasındaki araştırma
deseninin çok güçlü olduğunu, bunun aşı adayına güven duymamızı gerektirdiğini vurgulayarak,
karar için faz-3’ün beklenmesini önerdim.
İkincisinde
ise (Çin-Sinovac aşısını yaptıracak mıyız? 25 Aralık 2020) henüz Sinovac
firması faz-3 ara dönem sonuçlarını açıklamamışken ve Türkiye’deki gönüllü
grubunda henüz asgari vaka sayısına bile ulaşılmamışken Sağlık Bakanlığı’nın koruyuculuk
oranını %91 olarak vermesinin yanlış olduğunu, bu tutumun ne olursa olsun
aşının yaygın uygulamasına başlamak konusundaki ısrarın göstergesi olarak
okunabileceğini ve ayrıca Sinovac firmasını zor duruma sokarak aşıyla ilgili
tereddütleri artıracağını belirttim.
Sonrasında
geçen zaman içinde şu gelişmeler yaşandı: 28 Aralık sabahı, yaklaşık 3 haftalık
gecikmeyle, 3 milyon doz aşı ülkemize geldi. Bakanlık 15 gün sürecek
biyogüvenlik testleri sonrasında aşılamaya derhal başlayacağını açıkladı. Dolayısıyla
benim ikinci yazımdaki öngörüm önemli derecede doğrulanmış oldu. Bakanlık bundan
birkaç gün sonra da aşının 14 gün değil 28 gün arayla yapılacağı bilgisini
paylaştı.
Bu aşamada,
yeni gelişmeleri de kapsayacak şekilde Sinovac aşısıyla ilgili sorunları
toparlamakta yarar bulunuyor:
Aşının faz-3 ara dönem sonuçları
ortada yok
Bir aşının
yan etki ve koruyuculuğuna, dolayısıyla yaygın kullanılıp kullanılmayacağına
karar vermek için kritik nokta faz-3 çalışmasının sonuçlanmasıdır.
Şu anda
mevcut aşıların-aşı adaylarının hiçbirisinin faz-3’ü tamamlanmadı. Faz-3 süreci
1-2 yıllık zaman alacak. Çünkü, aşının koruyuculuğuna ve ne kadar süreyle
tekrarlanması gerekeceğine karar verebilmek için gönüllülerin en az bir yıl
izlenmesi gerekecek.
Şimdi
şiddetli bir salgın döneminde olduğumuz için faz-3’lerin tamamlanması
beklenmeden, ara dönem sonuçları açıklanıyor. Yetkili kurumlar aşı firmalarının
sunduğu bu sonuçlara göre acil kullanım onayı veriyorlar.
Ancak ara
dönem sonuçlarının açıklanmasının da bir kuralı var.
Türkiye asgari vaka sayısına
ulaşamadan ara dönem sonucu açıkladı
Ara dönem
sonucunun açıklanabilmesi için aşı ve plasebo gruplarını içeren gönüllüler
grubunda asgari sayıda vaka gözlenmesi gerekir.
Örneğin
Sinovac aşısının Brezilya’daki ayağında bu sayı 60, Türkiye ayağında ise
(araştırma protokolünde yazmamakla birlikte, araştırmanın yürütücülerinin
söylediklerinden anlaşıldığı kadarıyla) 40 olarak belirlendi. Pfizer-BioNTech
ara dönem sonucunu 170 vakaya ulaştığında açıkladılar.
Türkiye
koruyuculuk oranını %91 olarak verdiği tarihte, 14 gün arayla iki kez aşı
yapılmış ve aldığı ikinci dozdan sonra en az iki hafta süre geçmiş gönüllü
sayısı yalnızca 1.322 ve bu grupta hastalananların sayısı da yalnızca 29 idi.
Yani Türkiye asgari vaka sayısına (40) bile ulaşmadan koruyuculuk oranı
açıkladı.
Dolayısıyla
Türkiye’de açıklanan veriler Türkiye’ye özel bir ara dönem sonucu olarak bile
kabul edilemez, %91’lik koruyuculuk oranına hiç güvenilemez.
Tek bir ülke kendi başına ara dönem
sonucu açıklayamaz
Faz-3’ün
kesin ya da ara dönem sonucu denildiğinde anlaşılması gereken şey, faz-3
çalışmasını yürüten ülkelerin (Türkiye, Brezilya, Şili, Endonezya) verilerini
içeren ortak sonuçtur.
Faz-3, büyüklüğü
istatistiksel hesaplamalarla belirlenmiş asgari bir gönüllü grubu üzerinde ve
yine aynı şekilde belirlenmiş asgari hasta sayısına ulaşabilmek için aynı anda
birden fazla ülkede yürütülür. Gönüllü sayısı Sinovac tarafından yaklaşık 30.000
kişi olarak belirlenmiş ve bu sayı dört ülkeye pay edilmiştir: 13.000 Brezilya,
13.000 Türkiye, 1.600 Endonezya, 2.300 Şili.
Kısaca,
faz-3 bir araştırma bütününü ifade eder. Tek bir ülkenin kendi ara dönem
sonuçlarıyla (dediğim gibi Türkiye’nin açıkladığı şey ara dönem sonucu da değildir)
karar vermesi, “ben koruyuculuğu %91 buldum, yaygın aşılamaya başlıyorum”
demesi mümkün değildir. 1.322 kişi ve 29 vaka ile hiçbir şeye karar verilemez, karar
için en azından Brezilya sonuçlarını içeren ara dönem raporunu beklemek
gerekir.
Öte yandan
ara dönem sonuçlarında yan etkiler de değerlendirilir. Bunun için ABD FDA
kurumunun belirlediği kriter, usulüne uygun şekilde (yani Sinovac aşısı için
iki hafta arayla, iki kez) aşılanmış bireylerin en az iki ay izlenmesi
gerektiğidir. Çünkü kimi yan etkiler birkaç dakika içinde, kimileri ise iki aya
kadar ortaya çıkar.
Türkiye’nin
ara dönemine temel oluşturan 1.322 kişi için iki aylık izlem kriteri de yerine
getirilmemiştir.
Brezilya faz-3 ara dönem raporu
açıklanmadan 60 yaş ve üzerine aşı yapılamaz
Türkiye’de
yürütülen faz-3 araştırması 18-59 yaş arasındaki gönüllüleri kapsıyor.
60 yaş ve
üzerindekileri kapsayan araştırmalar Brezilya ve Şili’de yürütülüyor. Şili’deki
çalışmanın toplam denek sayısı çok az (2.300) ve bu çalışma çok geç başladı (27
Kasım), ara dönem sonuçlarının elde edilmesi için belirlenmiş tarih ise Şubat
2021.
Öte yandan
bu iki çalışmadaki gönüllülerin kaçının 59 yaşın üzerinde olduğu da şimdilik net
değil.
Hal
böyleyken Türkiye’nin aşıyı yaşlılara uygulaması, önemli yan etkilere yol
açabilecek akıl dışı bir tercih olur.
28 gün arayla uygulama kararı yanlış
Aşının
firmanın önerdiği ve faz-3 çalışmalarında da uygulandığı şekilde 14 gün değil
de 28 gün arayla yapılması yönünde verilen karar ise tam bir felakettir.
Evet, Sinovac
firması faz-2 aşamasında araştırma grubunu 4’e bölerek, aşıyı iki farklı dozda (3
ve 6 mikrogram) 14 ve 28 gün arayla denemiş, 28 gün arayla uygulamanın biraz
daha fazla derecede (%92’ye karşılık %98) immün yanıt (serokonversiyon) oluşturduğu
sonucuna ulaşmış, ancak buna rağmen ikinci dozu 28. güne ertelemenin ilk dozdan
sonra oluşan immün yanıtın azalmasına yol açabileceği ve böylece salgın
ortamında 14. ve 28. günler arasındaki 14 günlük gecikmenin salgının şiddetlenmesine
hizmet edebileceği ihtimallerini dikkate alarak, faz-3 çalışmasında aşının 14
gün arayla denenmesine karar vermiştir.
Faz-3’ün
yürütüldüğü 4 ülkede de aşı 14 gün arayla iki kez uygulanarak yan etki ve
koruyuculuğu test edilmektedir.
Hal
böyleyken, yalnızca 600 kişi üzerinde yapılmış faz-2’den hareketle iki aşı uygulaması
arasındaki süreyi 28 güne çıkarmak bilim dışı bir tutumdur ve bu uygulamayla
aşının koruyuculuğunun ne kadar olacağını bilmek imkansızdır.
Eğer faz-2
sonucuna göre aşıların uygulanması olanaklı olsaydı faz-3 diye bir şeye hiç
gerek kalmaz, hiç kimse bunca emek ve para harcamazdı.
Eğer Sağlık
Bakanlığı ikinci dozu 28. günde uygulamayı planlıyorsa, bu uygulamanın
etkililiğini kanıtlayan bir faz-3 klinik araştırması yapmalıdır.
İkinci dozu 14 değil de 28 gün sonra
yapma kararının gerekçesi ne olabilir?
Eldeki
veriler, AKP’nin Sinovac aşısını ne olursa olsun uygulayacağını düşündürüyor.
Faz-3’ün
tamamlanmış olup olmamasının, faz-3’den gelecek sonuçların kendisi açısından
bir öneminin olmadığı anlaşılıyor. Arada (18 Aralık) yayımlamış olduğu ve aşıların
salgın durumlarında, koruyuculuk, güvenlik ve kalite sonuçları beklenmeksizin
uygulanabilmesini hükme bağlayan Yönetmelik de zaten buna işaret ediyordu.
Tüm bilimsel
kriterleri göz ardı eden bu aceleci tutumun nedeni, salgının şiddeti, salgın
karşısında içine düşülen acizliktir.
Salgını
yönetemeyen, gereken önlemleri hiç almayan ya da gereken şekilde ve zamanında uygulamayan,
tam karantinayı hayata geçirmeyen AKP uzun süredir tüm umutlarını aşıya
bağlamış durumda.
Son olarak
alınan aşıyı 28 gün arayla uygulama kararı da bununla ilgili: Aralık ayı
başında 20 milyon doz geleceği belirtilen aşı ancak ay sonunda ve yalnızca 3
milyon doz temin edilebildi. Anlaşılan en riskli grupların aşılanması bile
birkaç aydan önce mümkün olamayacak, aşı teminindeki gecikme devam edecek.
İşte bunun
için aşıyı 14 gün yerine 28 gün arayla yapmayı planlıyor. Aşı aralarının
açılmasıyla kazanacağı zamanda aşı eksiğini kapatmaya çalışacak.
İngiltere ve ABD’nin aşı aralarını
açma kararıyla kıyaslama yapılamaz
İngiltere ve
ABD de kullandıkları mRNA aşılarının arasını, aşı yetersizliği nedeniyle açmayı
(Pfizer-BioNTech aşısı için 3 hafta yerine 12 hafta arayla iki kez uygulama) tartışıyorlar.
Ancak
bununla Türkiye’nin kararını karşılaştırmak ya bilgisizlikten ya da hedef
saptırma niyetinden kaynaklanıyor. Çünkü sözü edilen ülkelerin kullandıkları
aşıların faz-3 ara dönem sonuçları mevcut ve bu aşılar bu sonuçlarla pek çok
ülkeden onay da aldılar. Yani faz-3 çalışmasıyla o aşıların iki doz uygulamadan
sonra ne düzeyde antikor oluşturdukları ve oluşan antikorun yaklaşık kaç hafta
varlığını sürdürdüğü gösterilmiş durumda. Pfizer-BioNTech aşısına FDA acil
kullanım izni verdiğinde iki doz aşı yapılmış gönüllüler ortalama 3 ay izlenmiş
durumdaydılar.
Sinovac
aşısı için söz konusu edilemeyecek olan şey işte tam olarak bu: Ortada faz-3
ara sonucu yok. 14 gün arayla uygulanan aşının yarattığı immün yanıt ve antikor
düzeyi ve bu düzeyin ne kadar zaman boyunca devam ettiği hiç bilinmiyor.
Öte yandan, Pfizer
firması İngiltere ve ABD’nin iki doz arasındaki süreyi uzatma düşüncelerinden
duyduğu rahatsızlığı ifade etti ve böyle bir uygulamanın aşının koruyuculuk
düzeyini ne şekilde etkileyeceği konusunda ellerinde yeterli veri olmadığını
bildirdi.
Bilim
titizdir, geçerli araştırma yöntemleriyle sınamadan kafanıza göre karar veremez,
bilimsel araştırmalarla elde edilmiş sonuçları istediğiniz gibi eğip
bükemezsiniz.
Böyle yaparsanız,
yalnızca, covid tedavisi için şalgam suyu önerenlerden farkınızın olmadığını
kanıtlamış olursunuz.
Sinovac firması sessiz
Sinovac
firması daha önce Endonezya ve Brezilya faz-3 çalışmalarına ilişkin herhangi
bir koruyuculuk oranı açıklanmasını engellemiş ve tüm ülkelerin verilerini
içerecek merkezi raporun beklenmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Firma bu kez
Türkiye’nin erken açıklamaları karşısında tam bir sessizliğe büründü.
Oysa bu
tutum hem kendisine hem üreteceği aşıya zarar veriyor hem de aşılar konusunda
zaten mevcut olan tereddüdü besliyor.
Nedir bu
sessizliğin nedeni? Bilmemiz mümkün değil. Acaba Türkiye’nin, ne olursa olsun
on milyonlarca doz aşı satın alma sözü vermiş olması mı?
Hocam şahane bilgiler. Bu denli ayrıntılı bilgiler için ne kadar teşekkür etsem az kalır. Huşu içinde aşıyı kabullenip, bekletenler var. Bu soruları sormayı unuttu millet.Bilim ciddi konu. Saygılar, geçmişte olsa sağlıklı, sevdiklerinizle mutlu, nice yıllar dilerim👌👏👏🙏
YanıtlaSilElinize sağlık hocam bilginlendirici ve kendi adıma şaşırtıcı bir yazı olmuş. 25 Ocakta sağlık çalışanlarının aşılamaya başlanacağını duymuştum buna içlerinde bulunduğum intern dr. lar da dahil galiba. Bu konuda bir öneriniz var mıdır ?
YanıtlaSil25 Ocak'a çok var. Bu arada umarım Sinovac Brezilya ve Türkiye'deki faz-3'leri içeren raporunu yayımlayabilir. Yeniden değerlendirip, konuşuruz. Selam.
SilAçıklayıcı bilgiler vermişsiniz ama kullandığınız dil çoğunlukla tıp alanında akademik kariyer yapan insanların anlayacağı türden olmuş..hedefiniz kamuoyu değil de sağlık çalışanlarıyla saygı duyarım. Ama sokaktaki adam olarak ben anlamakta zorlandığımı bilmenizi isterim
SilTersine herkesin anlayabileceği bil dille yazmaya özellikle dikkat ediyor ve esas olarak sağlıkçı olmayanları hedefliyorum. Anlaşılmayanlar için örnek verirseniz, en azından bundan sonrası için düzeltirim. Teşekkürler.
SilCok aciklayici ve net bir dille ortaya koyduğunuz yazınız için teşekkür ederiz
YanıtlaSil👏👏👏👏👏
YanıtlaSilElinize sağlık. Bu karmaşada, basiretsiz akademisyenlerin de hayırhah tutumuyla çok yanlış bir yoldayız. Birisinin daha benimle benzer düşünmesine çok sevindim.
YanıtlaSil"Bilim kurulu" görevini getirmiş olsaydı durum şimdikinden çok farklı olurdu. Ancak iktidarın propaganda aygıtı gibi çalışmayı tercih ettiler.
SilSüper yazı. Bir
YanıtlaSilKişinin daha benim
Gibi düşündüğünü görmek çok ferahlatıcı
içimizi karartacak gerçekleri ortaya koyan, zihnimizi aydınlatıcı bir yazı. sağolun.
YanıtlaSilTüm bunlar tamam, ülkeye de bu asi geldi. Gelismemisligimizin kanıtı belki, ekonomimizde kötü ve bunu insanlar üzerinden işletmeleri kötü belki. Fakat ulaşabildiğimiz asi bu ise ne yapalim. Bu konuda fikriniz nedir. -70 koşullarını sağlayamayan Ağrıma gibi ülkelerde ne yapılmalı. Sürecin bu kadar hızla değiştiği, Ingilterenin aşılar arası dozu uzatıp, tüm ınsanları aşılama politikasına yöneldiği bu dönemde ne yapılmasını önerirsiniz.2 ucu pisli değmekte ölüm sayıları bu kadar yüksek iken ne yapılmalı.?
YanıtlaSilAcele etmeye gerek yok. Şu anda gelen 3 milyon dozun biyogüvenlik araştırmaları sürüyor. Tamamlanması bu ayın ortasını bulur. Sinovac aşısının faz-3 sonuçlarını, hiç olmazsa Brezilya ve Türkiye verilerini içeren ara raporu bekleyeceğiz. Firma muhtemelen bu ay içinde bir açıklama yapacak. Duruma göre karar vereceğiz.
SilSevgili İlker değerli yorumların için teşekkürler. Yazı tekniğine ve düzenine bayıldım; eline sağlık:)
YanıtlaSilAli Cerrahoğlu
Çok güzel b
YanıtlaSilİlker Bey, teşekkürler....
YanıtlaSilBilime emek verenler,kafa yoranlar sizin gibi düşünüyor,ben de baştan beri bu şekilde düşünüyorum.
Ayrıca konuyu irdeleme stiliniz de önyargısız ve olması gerekenleri anlatış şekliniz de kararlı olunca,dik duruşu olan bir yazı çıkmış.
Hocam katılmadığım nokta İngiltere'de bu konu sadece Pfizer için değil Astra Zeneca aşısı için de tartışılıyor.
YanıtlaSilYani orada da yeterli olmayan veri üzerinden kıyaslama yapılıyor dolayısıyla bu anlamda bence gayet kıyaslanabilir.
Ötesinde 28 gün hiç değilse uygulanmış birşey. İngiltere'de bahsedilen 12 hafta süre çok daha uzun ve buna rağmen dünya çapında pek çok uzman ideal olmasa da bir sorun yaratmayacağını öngörüyor.
Sinovac'ın veri şeffaflığı eleştirilerinize katılmakla birlikte faz-3 sonuçları konusundaki yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Brezilya aşının %50'nin üzerinde etkin olduğunu açıkladı. güvenilirlik endişesi de belirtmedi. % 60 yada %70 olsa bu aşı vurulmayacak mı? mevcut durumda vurulması gerekli dolayısıyla bu konudaki itirazlar muhtemelen boşa çıkacak.
Faz 3 ile ilgili 2 hafta sonra Sinovac antikor seviyelerine dair de veri paylaşırsa bu durumda bence itirazların bir kısmı anlamsızlaşacak.
Sinovac'ın faz-3'ü henüz ortada yok.
SilOysa Pfizer ve AstraZeneca aşılarının var.
Bu nedenle kıyaslama anlamsız.
Öte yandan yazımda da belirttim: Pfizer aşı aralarını açmayı eleştiren bir açıklama da yaptı zaten. Kısacası faz-3'de denenmemiş bir uygulamayı her kim yaparsa hata yapar.
Brezilya'nın %50 etkililik açıklaması formalite türünden. Çünkü bu aşılar istatistiksel olarak en az %50 etkililik düzeyini test edecek bir araştırma deseniyle yürütülüyor. Yani etkililik oranı %50'den düşük bulunursa zaten her şey çöpe gidecek.
Yeniden: Faz-3'ü bekleyeceğiz, o sonuç açıklanmadan verilecek her tür karar yanlıştır.
İlker hocam 1 ay içinde aşı gelse de yaptırmayı düşünmüyorum. Ne dersin
YanıtlaSilhata ustune hata yapilmis.vah vah bizlere
YanıtlaSilSorusunu dahi sormayı beceremediğim belirsizlik, şüphe ve kaygılarım vardı. Aşıyı olmak ya da olmamak kararını neye göre verecektim, muammaydı. En azından temel düzeyde bir bilgi edindim, paylaşımlarınız için teşekkürler.
YanıtlaSilHepsine sonuna kadar katılıyorum,şu anki durumu tam anlamıyla çok iyi özetlemişsiniz 👍👍👏👏👏
YanıtlaSilHocam merhaba. Öncelikle elinize emeğinize sağlık. Acaba mutasyon hakkında da düşüncelerinizi paylaşır mısınız bizlerle. Çok fazla bilgi kirliliği var şu an. İnsanları korkutarak aşı karşıtlığını kırmaya yönelik bir hamle olduğu bile söyleniyor. Yüzeysel bakınca özellikle İngilteredeki aşı karşıtlığını düşününce olabilirligi de mevcut gibi sanki. Ülkede mutasyonun eylülden beri var olduğu söylenmesine ragmen hızlı vaka artışlarının son günlerde başlaması ve mutasyon bilgilendirilmesinin aşılamadan hemen önce yapılması bir de mutasyon görüldüğü duyurulan ülkelerin çoğunda vaka artışı değil aksine bir sabitlenme ya da düşüş olması biraz tereddüte düşürmüyor değil. Ama süreç yönetimindeki yanlışlar ve oluşan güvensizlik ortamı bizi iyice paranoyak etmiş de olabilir tabii.
YanıtlaSilVirüsün, hücrelerimize tutunmasını sağlayan dikensi protein bölgesindeki mutasyon, üstelik önemli iki tane, araştırmalarla, gen analizleriyle gösterildi, bu araştırmalar yayımlandı. Bu mutasyonla virüs şimdi çocuklarda daha hızlı yayılıyor. Avrupa ve özellikle İngiltere'deki çok hızlı vaka artışının nedeni bu. Avrupa'da salgın önlemleri kapsamında okulları kapatmayan tek ülke İngiltere idi. Bana kalırsa okulların açık olması, virüsün çocuklardaki hızlı yayılımına ve sonuçta da bu mutasyona yol açtı. Virüs insandan insana ne kadar çok dolaşırsa mutasyon ihtimali o kadar fazla oluyor. Öte yandan salgının başından beri saptanmış çok sayıda mutasyon var zaten.
Sil
YanıtlaSilHocam sağlık çalışanlarının bir kısmının aşılandığı bilgisini aldım ama hangi aşı olduğunu bilmiyorum ne dersiniz?
Bilmiyorum. Ancak Sinovac aşısının faz-3 araştırması kapsamında 1000 kadar sağlık çalışanı değişik illerde araştırmaya dahil edildi. Böylece kendilerine aşı yada plasebo denilen steril sıvı uygulandı. Duyduğunuz bu olabilir.
SilSevgili İlker her zaman ki bilimsel yaklaşımınla emek verdiğin yazı çok açıklayıcı olmuş, eline sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim İlter.
Silİlker hocamıza bu bilgiler için müteşekkiriz Allah sonumuzu hayreyliye
YanıtlaSilHocam elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilböyle bilimsel bir konu da bundan daha açık yazılamaz yazarın beynine sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkürler ilk defa içime sinen bir açıklama okudum. Emeğinize sağlık İlker hoca
YanıtlaSil