Sinovac ile ilgili iki
yeni gelişme
Sinovac’la
ilgili olarak şimdiye kadar dört yazı yazdım, bu sitede mevcut: 12 Aralık 2020,
25 Aralık 2020, 30 Ocak 2021 ve 13 Ocak 2021 tarihlerinde.
O dönemde
aşı konusunda kafalar epey karışıktı. Sinovac’ın Çinli bir firmaya ait olması
bunun temel nedeniydi. Alman-Amerikan aşısı (Pfizer-BioNTech) varken Çin’e
neden mecbur bırakılıyorduk?
Oysa mesele
bir tıbbi ürünün menşei değil, hangi araştırma ve üretim sürecinin sonucunda
elde edildiğiydi.
Ben araştırmalarım
sonucunda şöyle bir kanaate ulaşmıştım: Sinovac firması geliştirdiği ürünün faz-3
aşamasını bilimsel metodolojiye uygun bir şekilde yürütmemişti-yürütmüyordu.
Zira faz-3
için seçilmiş dört ülkede (Brezilya, Türkiye, Şili ve Endonezya) araştırmanın
metodolojileri birbirinden farklıydı. Her ülke kendine göre bir prosedür
belirlemişti. Bu nedenle de bu ülkelerdeki verileri birleştirmek, havuzlamak ve
ortak bir faz-3 sonucuna ulaşmak mümkün olmayacaktı.
Nitekim öyle
oldu. Şimdi bu dört ülkenin her birisi kendi faz-3’üne göre karar veriyor. Olmaz.
Çünkü sayılar çok yetersiz, oluşturulan gruplar hemen tamamen sağlıkçılardan
oluşuyor ve yaşlıları çok yetersiz oranda içeriyor.
Geçtiğimiz birkaç
gün içinde Sinovac ile ilgili iki önemli gelişme oldu.
Şili kendi ara dönem faz-3’ünü
açıkladı
Şili
araştırması 27 Kasım’da başladı ve 9 Ocak’ta tamamlandı.(1)
Araştırmaya
397’si 18-59 yaş arasında, 37’si 60 yaş ve üzerinde olmak üzere 434 sağlık çalışanı
alındı.
Bunlara 14
gün arayla iki uygulama yapıldı.
Antikor
geliştirme oranı uygulamadan 28 gün sonra genç grupta %96, yaşlı grupta %100
bulundu.
En önemli
yan etki aşı yerinde ağrı olarak saptandı.
Bu sonuçlarla
araştırmacılar Şili toplumunda aşının koruyucu ve güvenli olduğunu iddia
ettiler.
Tartışmaya
bile gerek, bu kadar küçük sayıyla, böyle bir iddiada bulunmak yalnızca
gülünçtür.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi yaptığı
araştırmanın ön sonucunu açıkladı
Manisa’da
Üniversite Hastanesi’nde bir ekipçe gerçekleştirilen araştırmanın ön sonuçları
da birkaç önce Üniversite’nin sitesinde yayımlandı. (2)
Araştırmaya
1.053 sağlık çalışanı alındı.
Bunlara 14
gün arayla iki aşı uygulaması yapıldı.
İlk uygulamadan
en az 28 gün ve ikinci uygulamadan da en az 28 gün sonra nötralizan antikorlar kantitatif
(miktar) ve kalitatif (vak/yok şeklinde) olarak değerlendirildi.
2. aşıdan en
az 28 gün sonra değerlendirilen 771 katılımcının %97,92’si kantitatif, %97,79’u
da kalitatif olarak yeterli düzeyde bağışıklık geliştirmişti.
Burada önemli
olan kantitatif olarak yeterli derecede antikor geliştirmiş olanların oranıdır
ve bu oran yeterli derecede yüksektir.
Bu araştırma
Türkiye’de bir ilk olması, katılımcıların önümüzdeki zaman boyunca da
izlenmesini hedeflemesi bakımlarından değerlidir.
İzlem sürecinde aşılananlar içinde hastalığa yakalananlar mutlaka saptanmalıdır. Zira antikor gelişimi %100 korunmak anlamına gelmez.
Ancak bu
araştırmanın sonuçları, basında iddia edildiğinin aksine, kesinlikle Türkiye
hakkında fikir vermez. İki nedenle: a) Araştırma grubu çok küçüktür ve Türkiye’yi
temsil edecek şekilde seçilmemiştir, b) Yalnızca genç-sağlık çalışanlarını kapsamakta,
diğer gruplar ve yaşlılar hakkında hiç fikir vermemektedir.
Sağlık Bakanlığı işini yapmadı
Türkiye
Sinovac’ı faz-3 ara dönem sonuçlarını açıklamaya yeterli vaka sayısına
ulaşmadan, son derece erken bir evrede kitlesel ölçekte ve önce yaşlılardan uygulamaya
başladı.
O aşamada Çin
bile 60 yaş ve üzerine Sinovac yapmıyordu. Çin daha geçen hafta Sinovac ve
Sinopharm’ı 60 yaş ve üzerindekilere de uygulama kararı aldı.
Sağlık
Bakanlığı hiç olmazsa yaygın uygulama aşamasında (faz-4), aynen Celal Bayar Üniversitesi’ndeki
akademisyenlerin kendi ölçeklerinde yaptıkları gibi, ama tabi ki ülke ölçeğinde
bilimsel bir araştırma yürütmeli, seçtiği bir örnek nüfusu aşının yan
etkilerini, koruyuculuğunu, aşılananlar içinde hastalananların oranını ortaya çıkaracak şekilde izleyerek,
değerlendirmeliydi.
Bunu bile
yapmadığı gibi, şu ana kadar 17 milyon kişide ortaya çıkan yan etkiler
konusunda da herhangi bir açıklamada bulunmadı.
1-https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.03.31.21254494v1
2-https://www.mcbu.edu.tr/Haber/MCBUTipFakultesiHastanesiSaglikCalisanlarininYuruttugu_SARSCoV2InaktifSinovacCoronavacAsisininBagisiklikYaniti_ArastirmasiSonuclandi_09_20_7
Hocam, Celal Bayar Üniversitesi'nin çalışmasında ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Birincisi, şu anda hangi antikor düzeyinin hastalıktan koruyacağı bilinmiyor. Ancak henüz hakem kontrolünden geçmemiş iki çalışmaya göre dünyada yapılan faz 3 çalışmalarındaki klinik etkinlik oranları arttıkça spike antikor ve nötralizan antikor düzeyleri de artıyor. İkincisi, çalışmada birçok bilgi eksik. Örneğin, spike antikor ölçümlerinde hangi kiti kullanmışlar, nötralizan antikorları nasıl ölçmüşler ve kantitatif ölçümlerde elde edilen ortalama antikor düzeyi nedir gibi. Zaten sizin de belirttiğiniz gibi bize lazım olan bakanlığın ülke gnelinde aşılananlar arasındaki yan etki ve hastalık sayılarını vermesi. Ekte sözünü ettiğm çalışmaların bağlantılarını veriyorum. saygılar.
YanıtlaSilhttps://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.03.17.20200246v1?fbclid=IwAR3liK2d5GgnHADZkIO2HeXCrz-rFYToAtrc17Hplo1hLbdBr_y022SRlyo
https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.03.09.21252641v1?fbclid=IwAR3Qon8q9yMPRnGsfuQAKrNq4xFSVyLSBc4C7sfncqzb4k4afb6i8ZMHDsw
Katkınız için çok teşekkür ederim.
SilBravo hocam elinize sağlık çok doğru tespitler
YanıtlaSilHocam araştırmayı tüm ülkeyi yansıtan sonuçlar gibi haber yaptılar. İnsanlarda öyle sanıyor. Teşekkürler düzelttiğinizden dolayı, saygılar
YanıtlaSil