Sağlık Bakanlığı aşı yaparken ben ne yapacağım, anneme babama ne önereceğim?



Sağlık Bakanlığı salgın sürecinin başından itibaren telafisi imkansız hatalar yaptı. Örneğin Mayıs ve Haziran başındaki “normalleşme” kararları tam anlamıyla felaketti.

Aynı şekilde aşı sürecini de çok kötü yönetti: Tek ata oynadı, seçenek yaratmadı, DSÖ’nün oluşturduğu ve aşı kooperatifi diye niteleyebileceğimiz COVAX inisiyatifine dahil olmadı. COVAX, 1 milyar dozu düşük gelirli ülkeler için olmak üzere, 2 milyar doz faz-3’e dayalı onay almış aşıları garanti ettiği için, tam şu sıralarda bize önemli ölçüde nefes olurdu.

Şimdi Bakanlık kendi yarattığı bu kaotik ortamda “aşı” yapmaya başladı.

Peki biz, kişi olarak bu aşamada ne yapacağız? Mevcut somut verileri hatırlayarak, soruyu kendimce yanıtlayayım.

Sinovac “aşı”sıyla ilgili somut veriler

Sinovac “aşı”sının faz-3’ü Brezilya (13.000 gönüllüde), Türkiye (13.000 gönüllüde), Şili (2.300 gönüllüde) ve Endonezya’da (1.620 gönüllüde) yürütülüyor.

Şu ana kadar ara dönem faz-3 sonucu açıklamaya yeterli duruma gelmiş tek ülke Brezilya.

Şu nokta önemli: Brezilya’nın faz-3 araştırma protokolünde, 13.000 gönüllünün 9.000’inin sağlık çalışanlarından seçilmesi planlanmıştı.

Brezilya Butanton Merkezi üç gün önce, tek doz uygulama yaptığı 11.469 kişinin (5.738’i “aşı”, 5.731’i plasebo) ve iki doz uygulama yaptığı 9.664 kişinin (4.842 “aşı” ve 4.822 plasebo) verilerini paylaştı. Bunlar, ağırlıklı olarak, yaşları muhtemelen 25-45 aralığındaki sağlıkçılara ait.

“Aşı”nın dört ülkedeki faz-3’üne toplam 30.000 gönüllü katıldığı için Brezilya verilerinin karar vermek açısından çok yetersiz olduğu kabul edilmeli.

Brezilya’nın sonuçlarına göre “aşı”, ciddi ve orta derecedeki enfeksiyonu %100, hafif derecedeki enfeksiyonu %78 önlüyor ve çok hafif derecedeki enfeksiyonlar da dahil edildiğinde genel koruyuculuk oranı %50,4. Bu son oran DSÖ’nün belirlediği asgari sınır değerinin hemen üzerinde.

59 yaş ve üzerindekilerin sayısı tek doz uygulama yapılmışların içinde 594 (%5,2), iki doz uygulama yapılmışların içinde ise 413 (%4,3). Yaşlı deneklerin sayısı ve oranı, haklarında karar vermek bakımından çok yetersiz.

Ayrıca yaşlılarda “aşı”nın koruyuculuğuna ilişkin hiçbir veri de yok.

Ama, “aşı”nın bu gruptaki koruyuculuk oranının daha düşük olmasını beklemeliyiz, çünkü yaşlılarda bağışıklık yanıtı daha azdır. Öte yandan yaşlılardaki yan etki sıklığının (%20 kadar), gençlere göre (%40 kadar) daha düşük olması da bu varsayımımızı destekler.

Eğer böyleyse, yaşlılarda ağır, orta ve hafif derecedeki enfeksiyon sıklığı daha fazla olacak ve hatta genel koruyuculuk oranı %50’nin bile altına inecek demektir.

Diğer aşılara ulaşıp ulaşmayacağımıza ilişkin somut durum

Bakanlık açıklamalarına göre Türkiye şimdiye dek 50 milyon doz için Sinovac, 4,5 milyon doz için de Pfizer-BioNTech bağlantısı kurdu.

Sinovac ile ilgili söylenen daha gerçekçi görünse de Pfizer-BioNTech aşısıyla ilgili olarak henüz herhangi bir sözleşme yapılmadığını biliyoruz. Dolayısıyla bu aşının gerçekten temin edilip edilemeyeceğini, edilse bile ne zaman ve miktarda temin edilebileceğini bilmiyoruz.

Bu nedenle Sinovac’a mecbur kaldığımızı kabul etmemiz şu aşamada gerçekçi olur.

Ben olsam ne yapardım?

Ben şu anda aktif bir sağlık çalışanı değilim, herhangi bir sağlık kurumunda herhangi bir hizmet üretimim yok.

Ancak eğer öyle olsaydım, Brezilya verilerinin yetersizliğine, henüz Sinovac firmasının ara dönem faz-3 sonuçlarını açıklamamış olmasına rağmen “aşı”yı yaptırırdım. Mecburiyet ve çaresizlikten. Bizi ne hale düşürdüklerine, halkı neye mecbur ettiklerine söylenerek…, bu düzene karşı, mücadele azmimi, sınıf kinimi bileyerek.

Gerekçem, çalıştığım ortamdaki virüs yükünün fazlalığı ve “aşı”nın sağlıkçıları, genç grubu ağır enfeksiyondan, ölümden koruduğuna dair (yetersiz de olsa) Brezilya verisi olurdu.

Anneme babama ne önereceğim?

Yaklaşık 80 ve 85 yaşlarındalar.

Onlara, durumu zaman içinde sürekli değerlendirmek üzere, en az 10-15 gün kadar beklemelerini önereceğim.

Bu arada “aşı”nın yaşlılardaki koruyuculuğuna ilişkin bir verinin ortaya çıkmasını bekleyeceğim ve bir yandan da (bir hayalin gerçekleşmesi kadar zor ama) Pfizer-BioNTech aşısının gelip gelmediğini gözleyeceğim.

Hatırlatayım: Şu anda bu "aşı"yı Çin bile yaşlılara uygulamıyor.

Buradaki önemli bir sorun şu olabilir: Bakanlık, merkezi randevu sistemi üzerinden yaşlıları belli bir tarih aralığında “aşı” olmaya mecbur tutabilir ve gelse bile Pfizer-BioNTech aşısı kapanın elinde kalabilir.

Zaman içinde değerlendireceğim noktalar arasında bunlar da olacak.

 

 

Yorumlar

  1. Hocam müteşekkiriz size. Öğrenilmiş çaresizlik bizimkisi😞. Saygılar. Dr.Ceren

    YanıtlaSil
  2. Anne babama ne önereceğim ne kadar doğru sorulara aydınlatıcı yanıtlar vermişsiniz, tesekkur ederiz...

    YanıtlaSil
  3. Ben de böyle düşünüyorum

    YanıtlaSil
  4. Hocam aklımdakileri bütünüyle yazmışsınız. Çaresizlik ve sıkışmışlık sonucu yaptırıyoruz. Sorgulamayı ve izlemeyi de bir kenara bırakmadan. "Aşı olundu bitti salgın falan" diye açıklama yapan meslektaşlarımız için garip bir "acıma" hissi duyuyorum. Aklı uçtu gitti.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

SALGIN