Bu "aşı"yla, herkese yapılsa bile, bu salgın bitmez
Toplumsal bağışıklık nedir, nasıl
kazanılır?
Virüsün
insandan insana bulaşmasının durması, yani salgının bitmesi için toplumun
virüse karşı belli oranda bağışıklık kazanması gerekir. Bu oran her salgın için
farklıdır.
Salgını
durdurmak için gerekli bu bağışıklığa toplumsal bağışıklık düzeyi denilir.
Toplumsal
bağışıklığın gelişmesinin iki yolu vardır: 1- Toplumun, etkene karşı bağışıklık
kazanacak kadar etkenle enfekte olması, hastalanması. 2- Aşılama.
Toplumsal
bağışıklık için olsa bile hastalığın yayılmasını istemeyiz, zira faturası çok
ağırdır. Dolayısıyla salgını bitirmenin tek yolu, bilinen toplumsal ve bireysel
önlemlerin en azından bir süre daha uygulanmaya devamı koşuluyla, aşı olabilir.
Salgını bitirecek toplumsal
bağışıklık düzeyi nasıl hesaplanır?
Bu konuda
belirleyici olan kriter RO değeridir.
RO, virüs daha
önce hiç görülmediği ve kendisine karşı henüz hiçbir önlemin söz konusu
olmadığı bir topluma girdiğinde, enfekte ettiği bir kişinin virüsü kaç kişiye
daha bulaştırdığını ifade eder.
DSÖ
SARS-COV-2 için RO’ı ortalama 3,3, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise 4,5-5
olarak açıklamışlardı. Biz, toplumsal bağışıklığın asgari düzeyini
hesaplayabilmek için DSÖ’nün verisini kabul edelim, RO’ı 3 olarak alalım.
Salgını
bitirmek için gerekli toplumsal bağışıklık düzeyinin formülü şudur: 1-1/R0.
Buna göre
covid enfeksiyonu için gerekli toplumsal bağışıklık düzeyi %70’dir. Yani
toplumun en az %70’i aşıyla ya da hastalanarak virüse karşı bağışıklık
kazandığında salgın bitecek ve böylece o zamana dek aşı olmamış ya da hastalığı
geçirmemiş bireyler de aşılanmış ya da hastalığı geçirmiş bireylerin sayesinde
bağışıklık kazanmış olacaktır.
Ancak bu
noktada önemli bir sorun bizi karşılar: Her aşılanan kişi bağışıklık kazanmaz.
Bunun en önemli nedeni hiçbir aşının koruyuculuğunun %100 olmamasıdır.
Şimdi Sağlık
Bakanlığı’nın kullanıma soktuğu Sinovac “aşı”sının (Coronavac) koruyuculuğu
%50’dir.
Sinovac-Coronavac ile ne oranda toplumsal
bağışıklık sağlanacak?
Aşının
yapılmasıyla sağlanacak toplumsal bağışıklık düzeyi, aşının koruyuculuk oranı
ile aşılanan nüfusun çarpılmasıyla bulunur.
Dolayısıyla Coronavac
ile tüm toplumu aşılasak bile (ki bu aşı karşıtları ve 18 yaş altına aşının uygulanamayacak
olması nedeniyle mümkün değil) elde edeceğimiz toplumsal bağışıklık oranı (%100
x %50) ancak %50’dir ve bu oran salgını bitirmek için gereken %70’lik toplumsal
bağışıklık düzeyinden çok düşüktür.
Aşılanması
imkansız 18 yaş altındakileri toplam nüfustan çıkardığımızda (bu grubun toplam
nüfus içindeki oranı %30’dur), kalan nüfusun tamamının aşılanması durumunda
ulaşabileceğimiz toplumsal bağışıklık düzeyi ise (%70 x %50) ancak %35 olur.
Ne %50’lik
ne de %35’lik toplumsal bağışıklık düzeyleri, aşılamayla ağır ve orta
derecedeki hastalık sıklığı azalabilecek olsa da salgını bitirmeye, virüsün
dolaşımını engellemeye yeter.
Üstelik şu
değişkenlerdeki farklılaşma da durumu daha vahim hale getirebilir: a) Aşının yaşlılardaki
koruyuculuğunun (bunu şu anda hiç bilmiyoruz) %50’den de düşük olması, b) virüsün
önümüzdeki dönemde, koruyuculuğu düşük aşılarla yetersiz aşılamanın da
etkisiyle dolaşımına devam ediyor olmasına bağlı olarak geçireceği ve aşıya
direnç kazanmasını sağlayacak mutasyonlar, c) aşılanmayan grupların salgının
seyrine olan etkisi.
Brezilya verileriyle durumu biraz
daha somutlayalım
Brezilya’daki
faz-3 araştırmasında aşı yapılan 4.653 kişide, 7 tanesi özel bakım gerektiren
şiddette ve 85’i de hafif derecede olmak üzere toplam 92 hasta saptandı: %2,0. Evet
iki kez “aşı” yapılmış ve yakın takipteki grupta %2.
Ayrıntıları
bilmiyoruz ancak, iki dozdan sonraki izlem süresinin yaklaşık üç ay olduğunu
dikkate alırsak, yıllık hastalık sıklığının bunun dört katı, yani %8 olduğunu buluruz.
Dikkat
edelim bu oran salgın önlemlerinin söz konusu olduğu bir zaman kesitine
ilişkin. İnsanların “aşılandım” diye önlemleri bıraktığı dönemde ne olur?
Bu durumda
Türkiye’de tüm nüfus aşılansa bile yılda (%8 x nüfus) 6 milyon, günde de 16.000
kişi hasta olacaktır. Tabi araştırmadaki gönüllülere yapıldığı gibi düzenli bir
tarama söz konusu olmayacağı için, bu hastaların tamamının farkında
olamayacağız, ancak onlar toplumun içinde virüsü yaymaya devam ediyor olacaklar.
Aşılananların moral bulması toplumu
kurtarmaz
Görüldüğü
gibi Coronavac salgını bitirmek açısından kesinlikle yetersiz. Bu şekilde maske,
mesafe ve tedirginlikten kurtulamayız.
Şimdi Coronavac
yaptıranlar, aşının koruyuculuğunun %50 olması, ağır ve orta derecedeki
hastalığı tamamen önlemesi (yaşlılarda da böyle mi?) nedenleriyle mutlular, bu
anlaşılabilir bir durum olsa da toplumsal ölçekteki sorunumuz devam ediyor.
Elimizde kim
üretmiş olursa olsun, koruyuculuğu %95 olan bir aşı olmuş olsaydı, %70’lik
toplumsal bağışıklık düzeyine ulaşabilmek için 60 milyon kişinin (ama bu bile 18
yaş üzerindeki nüfusun tamamı anlamına gelir) aşılanması yeterli olacaktı.
Ayrıca başka
sorunlarımız da var: En azından erişkin nüfus için hemen gereken 120 milyon doz
aşı ihtiyacının, yapılan aşıların etkinlik süresinin dolmasıyla birlikte ortaya
çıkacak takip aşı ihtiyacının nasıl karşılanacağı ve “aşılandım, korunuyorum”
rehavetiyle önlemlerin bir tarafa bırakılacak olmasının ortaya çıkaracağı yeni maliyetler
gibi.
Bu aşıyla bu
salgın bitmez.
Aşılandım
diye sevindirik olmak yerine, salgın yönetimindeki hataları gündemde tutmak, güvenilirlik
ve etkinliği kanıtlanmış aşılardan yeterli miktarda sağlaması için iktidarın
üzerinde baskı yaratmak, patentin kaldırılması için kamuoyu oluşturmak gerekir.
Aşılanma
ihtimali gündeme girdiğinden beri bu çabanın neredeyse tamamen gündem dışı
bırakıldığını gözlüyoruz. Ve bu vurdumduymaz tutum maalesef AKP’nin aşı
tedarikindeki yetersizliğinin, salgın
yönetimindeki bilim dışı tutumunun üzerini örtmeye yarıyor.
Hocam elinize sağlık. Aynı konuda ben sosyal medyada yazmayı düşünüyordum. TTB çok kaba bir hesapla 60 milyon kişinin, yani yaklaşık nüfusun %73'ünün aşılanması gerektiğini söylemiş. Tabii aşının koruyuculuk oranını hesaplamamışlar. Bir de ülkede toplamda 6 milyonun üzerinde mülteci var. Bu arada bir öneri olarak blok yazılarınızı paylaştığımızda en azından başlığın çıkmasını sağlayacak bir değişiklik yapılabilir mi? Saygılar.
YanıtlaSilDr. Cem Gönenç
"Aşılandım diye sevindirik olmak yerine, salgın yönetimindeki hataları gündemde tutmak, güvenilirlik ve etkinliği kanıtlanmış aşılardan yeterli miktarda sağlaması için iktidarın üzerinde baskı yaratmak, patentin kaldırılması için kamuoyu oluşturmak gerekir." Hocam tercüman olmuş bu kelimeleriniz. Hürmetler👏🙏🙏
YanıtlaSilTesekkur ediyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim hocam
YanıtlaSilTeşekkürler hocam
YanıtlaSil