AKP burjuvazinin çıkarları için halkın sağlığını feda ediyor
Salgın zaten
kontrol altında değildi. Kasım ayı başıyla birlikte (yaygın aşı uygulamasına
kadar) kontrol altına alınamayacağı kesinleşmiş oldu.
Bunun nedeni
gerekenlerin yapılmamış olmasıdır.
Salgını kontrol altına almak basit
Salgın
insanlığın çok aşina olduğu bir halk sağlığı sorunudur.
Halk sağlığı
biliminin gelişmediği dönemlerde bile salgın durumunda ne yapılacağı biliniyordu.
Örneğin
Ortaçağ’da bulaşıcı hastalığa yakalandığı anlaşılanlar izole edilirdi.
Salgında
yapılması gerekenler basittir:
1-Belirti
versin ya da vermesin hastaları bulun, bunun için yaygın test yapın.
2-Hastalıklarını
bulaştırmasınlar diye hastaları izole edin.
3-Hastalarla
temas etmiş, yani hasta olma ihtimali olanları karantinaya alın.
4-Eğer
hastalık çok yaygınsa, yani herkesin temaslı olarak kabul edilmesi gereken bir
durum söz konusuysa, karantinayı ülke ölçeğinde uygulayın.
AKP salgınla mücadele etmedi
AKP gerekenlerin
hiçbirisini gerektiği gibi yapmadı.
Öyle ki
Suudi Arabistan’ın vaka bildirdiği dönemde umreye izin verdi. Umreden dönenleri
evlerine gönderdi.
İran’da vaka
varken sınırı açık tuttu.
Yaygın test
uygulamadı. Sağlıkçılara, temaslılara test yapmadı.
Hastanede
tanısı konulmuş hastaların otobüsle eve dönmesine göz yumdu.
Covid
hastalarıyla diğer hastaların aynı hastaneleri, hastanelerde aynı mekanları kullanmasına
izin verdi. Tüm hastanelerin ve sağlıkçıların enfekte olmasına olanak tanıdı.
11 Mayıs’ta
AVM’leri açtı, 1 Haziran’da “normalleşme” ilan etti, Ağustos başından itibaren tüm
ülkelerden girişlere, test yapmaksızın, olanak tanıdı.
Eylül
ayında, salgın kontrol altında değilken ve yeniden şiddetlenmeye başlamışken
okulları açtı.
Verileri
doğru şekilde açıklamadı, salgının kontrol altında olduğu görüntüsü yaratarak
buradan siyasal rant elde etmeye çalıştı.
AKP’nin
salgınla mücadele diye yaptığı şey yaşlıların sokağa çıkmasının yasaklanması,
restoran, bar, berber gibi küçük işletmelerin kapatılması, hafta sonları
kapanma türünden göstermelik işlerdi.
Bir de
vatandaşlara maske, mesafe önerdi. Oysa çalışma ve toplu taşıma ortamlarında bu
kurala uymak mümkün değildi. Sonuçta bu öneri vatandaşı suçlamanın aracı olarak
kullanıldı. Üstelik AKP’nin mitinglerinde, Ayasofya açılışında bu kurallar hiçe
sayıldı.
AKP burjuvazinin sınıfsal çıkarları için
salgını serbest bıraktı
Salgının en
başında bir ya da birkaç kez 14’er günlük tam karantina uygulanabilseydi bu
salgın bitirilirdi. İzleyen dönemde de yaygın test uygulamasıyla vakalar
saptanır, izole edilir ve virüsün yeniden yayılması engellenirdi.
AKP’nin
neden böyle davrandığı sorusunun yanıtı çok nettir: Tam karantina ekonominin
durması demek olacaktı. Bu ise bir yandan burjuvazinin para kazanamamasına, bir
yandan da çok geniş bir işçi-emekçi kesiminin ciddi geçim sıkıntısına düşmesine
neden olacaktı.
AKP’nin tam
karantinayla ortaya çıkacak ekonomik sorunlarla baş etmeye niyeti yoktu. Burjuvazi de bu ekonomik sorunun halli açısından hiçbir şekilde sorumluluk almak
istemiyordu.
Patronlar kazanmalıydı.
Kısaca AKP
sınıfsal tercihleri gereği salgını serbest bıraktı. Bugün her gün on binlerce
insanın hastalanmasının da, yüzün üzerindeki ölümün de sorumlusu AKP’dir.
Yalnızca AKP değil kapitalist düzen
salgının altında kaldı
Ancak
sorunun yalnızca Türkiye’ye özgü olmadığını da görmeliyiz.
Evet AKP’nin
iş bilmezlikleri, veri saklama türünden hukuken de suç sayılması gereken
tutumları salgının kontrol altına alınamayışında etkili oldu. Ancak verilerin
gösterdiği gibi salgın Çin, Küba, Kuzey Kore gibi ülkeler dışında tüm dünyada
neredeyse aynı şiddette seyretti. Kapitalist dünyada ise belki Yeni Zelanda
gibi yalnızca birkaç ülke istisna olarak değerlendirilebilir.
Bunun nedeni
kapitalist düzenin gerekli önlemlerin alınmasına izin vermemiş olmasıdır.
Karantinanın
yol açacağı iş kaybı, geçim sıkıntısı, iflas gibi ekonomik sorunlar ancak
kamusal fonlar devreye sokularak engellenebilirdi.
Oysa sorunlara
kamusal fonlarla müdahale kapitalizmin özüne aykırıdır. Ortada kayda değer bir işçi
sınıfı direnci de yoksa hemen hemen ihtimal dışıdır.
Salgın
sürecinde tüm yaşananlar halk sağlığı sorunlarının kapitalist düzende
çözülemeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.
*Fotoğraf 19.11.2020 tarihli BirGün Gazetesi'nde yer alan "Gece uygulanacak yasak vaka artışını durduramaz" başlıklı İsmail Arı'nın haberinden
Başından beri vatandaş, doktorlar herkes başının çaresine bakmaya terkedildi. Hastahaneler kapanıyor. Başımıza felaket şeyler gelicek.İşe gidiyoruz çıldıracak gibiyiz ilker hocam.
YanıtlaSilÇünkü insan hayatı mühim değil.Mühim olan para.Hasta olduğunda vay haline.Ekipler sitede bir eve geldilerilaç vermeye, halleri baya yorgundu.Doktorlar devasa iş yapıyor karşılığı hiç.Antakyadan Melih hocam ben.
YanıtlaSilSalgın sürecinde tüm yaşananlar halk sağlığı sorunlarının kapitalist düzende çözülemeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.
YanıtlaSilİyi ki sizin gibi bilim insanları var, az da olsa umut var