Sağlık Bakanı her şeyi itiraf etti: 

"Ulusal çıkarlar" adına yaptık



Bu işlerin bu kadar karışık olmasına hiç gerek yok aslında. Açık olunur, tartışma biter.

Ama niyet başka, örneğin gelecek turistleri ürkütmemek, “başarılıyız, her şey kontrolümüz altında” görüntüsü yaratmak ya da ne olursa olsun patronların para kazanmasını sağlamak olunca durum değişiyor.

Neyse ki bu kaos 30 Eylül 2020 itibariyle belli ölçülerde sona erdi, en azından verilerle ilgili tablonun anlamı netleşti.

Sağlık Bakanı düzenlediği basın toplantısında, turkuaz tablolardaki hasta sayılarının yalnızca test pozitif olan hastaları içerdiğini kabul etti. Anlamı şu: Açıklanan verilerde testleri pozitif olsa bile hastalığı belirtisiz geçirenler yer almıyor. Yani adına “genel koronavirüs tablosu” dedikleri tablo Türkiye’nin korona gerçeğini yansıtmıyor.

Oysa bu hastalığın en bilinen özelliklerinden birisi virüsle enfekte olanların %80’inin süreci belirtisiz olarak tamamlamaları. Ama bu durum, virüsle bu türden “samimi” bir ilişki geliştirmiş olan belirtisizlerin dikkate alınmaması gerektiğini göstermez. Çünkü bunlar da en az yoğun bakımdaki hastalar derecesinde, ama onların tersine “sinsice” virüsü bulaştırırlar. Dolayısıyla salgını kontrol etmek için esas yapılması gereken bu "sinsi" bulaştırıcıları bulmak ve izole etmektir.

Sağlık Bakanlığı yalnızca hastalığı olanların sayısını toplumla paylaştığına göre,  demek ki, hastalığın yayılmasını engellemeye yönelik dikkate değer bir çaba içerisinde de değil ve demek ki, esas olarak hastaların tedavisiyle ve hastanelerin iflas noktasına gelmemesiyle ilgilenmekte.

Nitekim Bakan Koca basın toplantısında gayet açık sözlü biçimde aynen şunları söyledi: “Asemptomatik koronavirüs pozitifleri sürecin birinci dereceden sorunu olarak görmek, salgına bakışta Mart ayında kalmış olmak demektir. Küresel ölçekte geçerli bakış açısı da budur…. Artış gösteren hasta sayısına karşı, öne çıkan konumuz, sağlık sisteminin gücünü korumaktır.”

Tersine, küresel ölçekte geçerli bakış açısı bu değildir. Dünyada açıklanan sayılar semptomlu (hasta) ya da semptomsuz bütün test pozitifleri içerir. Nitekim, hemen ertesi gün Reuters'in Bakan'ın açıklamalarını dünyaya servis etmesi de, bundan yalnızca bir kaç saat sonra İngiltere'nin Türkiye'den giriş yapacakları yeniden 14 gün karantina uygulanacaklar listesine alması da bununla ilgilidir. Dolayısıyla, Mart ya da Eylül gerçeklerini anlamak istemeyen Bakan’ın kendisidir.

Bakan itiraf etmiş oldu: Gerçekleri gizlediler/gizliyorlar; sundukları veriler Covid-19’la ilgili durumu yansıtmıyor; hastaları tedavi etmekle uğraşıyorlar; esas amaçları bulaşı engellemek, yani salgınla mücadele etmek değil.

Ertesi günkü twitter paylaşımından da anladık ki, gerçekleri “ulusal çıkarlar” adına gizlemekteler.

Maalesef “işte şimdi akan sular durdu” diyemeyeceğiz. Çünkü halkın sağlığının karşısına “ulusal çıkar” retoriğini çıkaranlara karşı, halkın sağlığını savunmanın artık daha da önemli bir görev olduğu düşüncesindeyiz.

https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/saglik-bakani-koca-her-vaka-hasta-degildir/1991187

 

 

Yorumlar

  1. Ne kadar güzel özetlemişsiniz hocam, başından beri tablodaki anormallikleri anlatıyordunuz zaten ....

    YanıtlaSil
  2. Koca koca profesörler var bilim toplantısı yapıp, tvlere çıkıp aylardır vatandaşa konuşuyorlar.hepsi ünlü oldu da bilim ne oldu hocam, tarumar oldu. Selam.

    YanıtlaSil
  3. Doğruları yazmak bilimin gereğidir değerli hocam. İnsanlığa hizmet sorumluluğunuzu yapan dürüst insansınız,kiitabı imzalatamadık bu yıl.selamlar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

SALGIN