Marksizm’de halk
sağlığı
Marks
1818’de doğdu. İşçi sınıfı mücadelesinin yükseldiği dönemde yaşadı, savaştı, yazdı. Devrimci bir teorisyendi.
Marksizm’in
ekonomi politik, felsefe ve siyaset teorisi olmak üzere, birbirleriyle karşılıklı
ilişki halinde üç önemli bileşeninin olduğu söylenebilir. Diyalektik
materyalizm Marksizm’in yöntemidir.
Marks bir
siyasetçi ve devrimci olduğu kadar aynı zamanda bir bilim insanıdır.
Marksizm’in
sosyal bilimlere katkısının zemininde ekonomi politik vardır. Marksist ekonomi
politik toplumsal gerçekliği anlamak için temel sunar.
Marksist ekonomi politik
Marks’ın
büyük eseri Kapital’in alt başlığı “ekonomi politiğin eleştirisi”dir. Marksist
ekonomi politik kendisinden önceki iktisadi kuramların eleştirisi üzerine
kuruldu.
Marks öncesi
ekonomi politik toplumsal zenginliğin kaynağının ne olduğunu bir türlü
açıklayamamıştı.
Marks tüm
zenginliklerin işçinin emek gücünün ürünü ve kapitalist meta üretiminin
karakterinin de sömürü ilişkisi olduğunu kanıtladı.
Amacı, işçi
sınıfının siyasi mücadelesine rehberlik edecek bir teori geliştirmekti.
Marksizm
eylemle teorinin bütünlüğünü temsil eden bir praksistir.
Marksist
ekonomi politik meta üretiminden yola çıkar. Her meta işçinin emek gücünün
yoğunlaşmış halidir. Kendisini üretmek için gerekli ortalama emek zamanı metanın
değişim değerini belirler.
İşçi metayı üreterek, emek gücünü toplumsal ihtiyaçları karşılayacak bir değere dönüştürmüş olur. Tüm toplumsal zenginlikler işçinin emek gücünün ürünüdür.
Emek gücünü kullanarak
toplumsal değer üretimine dahil olan ve herhangi bir üretim aracına sahip olmayan
herkes (metal, dokuma... sektöründekiler de, eğitim, sağlık, bankacılık, alış veriş... sektörlerindekiler de) işçidir.
Kapitalist-patron üretim sürecine hiçbir katkı koymaz, ama üretim araçlarına yatırım yapmış olduğu gerekçesiyle, kendisinde işçinin ürettiği metaya el koyma hakkı bulur. Oysa üretim araçlarını satın almasını sağlayan sermaye de, başka bir işçi
grubu/kuşağı tarafından, yine aynı kapitalist üretim-sömürü ilişkileri
zemininde, işçi tarafından üretilmiştir.
Kapitalizmin karakteri sömürüdür, sömürü kapitalizmin genetiğindedir
İşçi patron ilişkisinde her şey çok açıktır: İşçi üretir. Patron işçinin ürettiğine el koyar, bir kısmını da ertesi gün yeniden üretebilsin diye ücret olarak işçiye bırakır. Patronun kazancı işçinin ödenmemiş emeğidir.
Marksist ekonomi politik bu ilişkiyi “artı değer sömürüsü” olarak tanımlar.
19. yüzyılda
günlük çalışma süresi 16 saati buluyor; madenlerde çocuklar, dokuma
tezgahlarında kadınlar ölümüne çalıştırılıyor; işçi mahalleleri koleradan,
tifüsten kırılıyor; işçiler bir iki göz evlerde üç dört aile, 20-30 kişi bir
arada yaşamak zorunda bırakılıyorlardı.
Ve maalesef
bugün de dünyanın pek çok yerinde geniş halk kesimleri için durum 19. yüzyıldan
pek farklı değildir.
Marks'ın Kapital'i halk
sınıflarını ilgilendiren zorlukların hepsinin artı değer sömürüsünden, kapitalist üretim ilişkilerinden kaynaklandığını kanıtlar.
Marksizm işçi
sınıfı mücadelesine yol gösteren, yön veren tek rehberdir.
Ama o kadar
da değil: Marksizm tüm sosyal bilimler ve bu arada halk sağlığı bilimi için de
tek rehberdir. Bilim insanları ilgi alanlarındaki sorunları anlayabilmek ve namuslu kalabilmek için
Marksizm ile barışık olmak zorundadırlar.
Kapitalizm tüm halk sağlığı
sorunlarının nedenidir
Anlaşılacağı
üzere, kötü yaşam ve çalışma koşulları, bütün halk sağlığı sorunları kapitalist
sömürü sistemi tarafından yaratılır.
Sömürüsüz
kapitalizm yoktur. 1950’ler ile 1970’ler arasındaki sosyal devlet de bir
kapitalist devlet formudur ve sosyal demokrasinin tek amacı sömürü derecesini “makul”
sınırlara çekmektir.
Kapitalizmde
eşitsizlik, yoksulluk, yoksunluk, açlık, sağlıksızlık sistemin genetik yapısında
kodlanmıştır.
Halk
sağlığını geliştirebilmenin gerek şartı, o nedenle, bu sömürü düzenini yıkmak,
yerine sosyalist bir düzen kurmaktır.
Hocam akılda kalıcı biçimde ve ziyadesiyle öğretici şekilde bilgi vermişsiniz. Sizi dinledim yılarca, o günler geldi aklıma.Görüşmek ve muhabbet etmek dileğiyle. Hürmetler, selamlar olsun.
YanıtlaSil👍
YanıtlaSilHocam derslerinizi özledim.sosyal tıp vizyonunu öğrettiniz.sağlığın sosyal belirleyicileri.hocam hiç aklımdan çıkmıyor, belki yüzlerce kere söylemişinizdir.mesleğe başlamadan anlaşılmıyor.saygılarımla.
YanıtlaSil