Aşırı yoksulların sayısındaki artışın nedeni kapitalist düzendir



Yoksulluk dünyanın başındaki en önemli sorun.

Uzun yıllardır azalma eğiliminde olan aşırı yoksulların oranında bu yıl yeniden artış eğilimi ortaya çıktı. Dünya Bankası bunun nedenini salgın ve askeri çatışmalar olarak belirliyor.

Bu sene içinde Covid-19 yaklaşık 100 milyon insanı aşırı yoksulluğa itti.Tahminlere göre 2020-2021’de salgının etkisiyle en yoksulların gelirden aldıkları pay azalacak, bu da mutlak yoksulların sayısını artıracak.

Ama bu sorunu salgınla açıklamak olanaksız. Zira Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 2015-2018 arasında aşırı yoksulların oranı ikiye katlanarak, %3,8’den %7,2’ye yükselmişti.

İklim değişikliğine bağlı olarak, 2030 yılına kadar 132 milyon insan aynı sorunla yüz yüze kalabilir.

1990 sonrasındaki 25 yıl boyunca aşırı yoksulların oranı yılda ortalama %1 oranında azalmışken, 2015-2018 döneminde oran %0,6’ya indi.

Ancak aşırı yoksulların oranındaki azalma durumun düzelmekte olduğunu düşündürmemeli. Çünkü dünyanın pek çok bölgesinde aşırı yoksulluktan kurtulanlar, o sınıra çok yakın bir gelirle yaşamaya devam ediyorlar.

Yoksulluğu yaratan neden gelir dağılımındaki eşitsizliktir. Dünya Bankası gelir dağılımı eşitsizliğini en yoksul %40’lık nüfus diliminin gelirden aldığı paya göre değerlendiriyor.

2012-2017 arasında gelir dağılımı Doğu Asya, Pasifik ve Güney Asya ülkelerinde olumlu yönde değişti. Ancak bu gelişme kendi içinde heterojen bir tablo sergiler. Örneğin durum düşük gelirli ülkelerde halen çok kötüdür. Yüksek gelirli ülkelerde en yoksul %40’lık nüfus diliminin gelirden aldığı pay yıllık %2,9 oranında artarken, bu oran yoksul ülkelerde yalnızca %0,3’tür.

Mutlak yoksulluğa yol açan bir diğer neden işsizliktir ve salgın döneminde bu sorun özellikle önemli hale geldi.

Dünya Bankası’nın araştırmasına göre; Nijerya’da çalışan nüfusun %80’inin geliri azaldı, Etiyopya’da %13’ü işsiz kaldı ve %55’inin de gelirleri azaldı. Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde karantina döneminde nüfusun %40’ının gıda tüketimi düştü.

Yoksulluk ve açlığı ortadan kaldırmanın tek yolu sosyalist bir düzen kurmak

 Bu veriler şüphesiz çok önemlidir ve yapılması gereken şeyler hakkında ipuçları sunar. Ancak gerçeğin kökenine inmek koşuluyla.

Oysa bu bilgileri paylaşan Dünya Bankası, DSÖ gibi uluslararası örgütlerin görmedikleri gerçek yoksulluğun, işsizliğin, gelir eşitsizliğinin nedenidir.

Bu gibi ekonomik sorunlar kapitalist üretim ilişkileri zemininde ortaya çıkarlar. Kapitalizmde proletarya ve burjuvazi şeklinde bölünmüş toplumsal yapı, bütün üretim araçlarının (fabrikalar, tarlalar, bankalar…) burjuvazi tarafından özel mülk edinilmiş olması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin nedenidir. Yoksulluk, açlık gibi sorunlar da bu faktöre bağlı olarak ortaya çıkarlar.

Dolayısıyla yoksulluk, eşitsizlik ve işsizliği yok etmenin tek yolu da kapitalizmi ortadan kaldırmak ve yerine üretim araçlarının kamusal mülkiyetine dayalı sosyalist bir düzen kurmaktır.

*Fotoğraf Pixabay'dan

https://www.worldbank.org/en/publication/poverty-and-shared-prosperity

Yorumlar

  1. Salgın bahane,sanki öncesinde yoksulluk yoktuda bu yıl oluştu.Belek hocam yazdığınız şekilde salgında durum vahim şekle dönüştü.Açlık,yoksulluk sebebi olan sistemin zengini palazlandı.onlara salgın yok.Selam, hürmetle.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

SALGIN