Aşırı yoksulların
sayısındaki artışın nedeni kapitalist düzendir
Yoksulluk
dünyanın başındaki en önemli sorun.
Uzun yıllardır
azalma eğiliminde olan aşırı yoksulların oranında bu yıl yeniden artış eğilimi
ortaya çıktı. Dünya Bankası bunun nedenini salgın ve askeri çatışmalar olarak
belirliyor.
Bu sene
içinde Covid-19 yaklaşık 100 milyon insanı aşırı yoksulluğa itti.
Ama bu sorunu salgınla açıklamak olanaksız. Zira Ortadoğu ve
Kuzey Afrika’da 2015-2018 arasında aşırı yoksulların oranı ikiye katlanarak,
%3,8’den %7,2’ye yükselmişti.
İklim
değişikliğine bağlı olarak, 2030 yılına kadar 132 milyon insan aynı sorunla yüz
yüze kalabilir.
1990 sonrasındaki 25 yıl boyunca aşırı yoksulların oranı yılda ortalama %1 oranında azalmışken, 2015-2018 döneminde oran %0,6’ya indi.
Ancak aşırı yoksulların
oranındaki azalma durumun düzelmekte olduğunu düşündürmemeli. Çünkü dünyanın pek
çok bölgesinde aşırı yoksulluktan kurtulanlar, o sınıra çok yakın bir gelirle
yaşamaya devam ediyorlar.
Yoksulluğu yaratan
neden gelir dağılımındaki eşitsizliktir. Dünya Bankası gelir dağılımı
eşitsizliğini en yoksul %40’lık nüfus diliminin gelirden aldığı paya göre
değerlendiriyor.
2012-2017
arasında gelir dağılımı Doğu Asya, Pasifik ve Güney Asya ülkelerinde olumlu
yönde değişti. Ancak bu gelişme kendi içinde heterojen bir tablo sergiler. Örneğin
durum düşük gelirli ülkelerde halen çok kötüdür. Yüksek gelirli ülkelerde en
yoksul %40’lık nüfus diliminin gelirden aldığı pay yıllık %2,9 oranında
artarken, bu oran yoksul ülkelerde yalnızca %0,3’tür.
Mutlak yoksulluğa
yol açan bir diğer neden işsizliktir ve salgın döneminde bu sorun özellikle
önemli hale geldi.
Dünya Bankası’nın araştırmasına göre; Nijerya’da çalışan nüfusun %80’inin geliri azaldı, Etiyopya’da %13’ü işsiz kaldı ve %55’inin de gelirleri azaldı. Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde karantina döneminde nüfusun %40’ının gıda tüketimi düştü.
Yoksulluk ve açlığı ortadan kaldırmanın tek yolu sosyalist bir düzen kurmak
Oysa bu bilgileri paylaşan Dünya Bankası, DSÖ gibi uluslararası örgütlerin görmedikleri gerçek yoksulluğun, işsizliğin, gelir eşitsizliğinin nedenidir.
Bu gibi ekonomik sorunlar kapitalist üretim ilişkileri zemininde ortaya çıkarlar. Kapitalizmde proletarya ve burjuvazi şeklinde bölünmüş toplumsal yapı, bütün üretim araçlarının (fabrikalar, tarlalar, bankalar…) burjuvazi tarafından özel mülk edinilmiş olması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin nedenidir. Yoksulluk, açlık gibi sorunlar da bu faktöre bağlı olarak ortaya çıkarlar.
Dolayısıyla yoksulluk, eşitsizlik ve işsizliği yok etmenin tek yolu da kapitalizmi ortadan kaldırmak ve yerine üretim araçlarının kamusal mülkiyetine dayalı sosyalist bir düzen kurmaktır.
*Fotoğraf Pixabay'dan
https://www.worldbank.org/en/publication/poverty-and-shared-prosperity
Salgın bahane,sanki öncesinde yoksulluk yoktuda bu yıl oluştu.Belek hocam yazdığınız şekilde salgında durum vahim şekle dönüştü.Açlık,yoksulluk sebebi olan sistemin zengini palazlandı.onlara salgın yok.Selam, hürmetle.
YanıtlaSil