AKP’nin “sağlıktaki devrim”i, boş bir laf



“Sağlıkta devrim” propagandasını olanaklı kılan dinamikler

Seçildikten sonra AKP’yi iktidarda tutan en önemli alan sağlık oldu.

AKP sağlıkta tam piyasacı bir politika izledi. Sağlık sisteminde özel hastanelerin ağırlığını artırdı. Sağlık üzerinden kendisine yandaş bir burjuvazi yarattı. Poliklinik hizmetlerinin kullanımındaki artış ilaç, tıbbi teknoloji sektörlerini de canlandırdı. Serpilen bu sermaye kesimi özellikle Anadolu kent ve ilçelerinde AKP’ye oy aktaran bir manivela olarak işlev gördü. AKP, Anadolu’nun dört bir yanında yükselen hastane binalarını "sağlıktaki devrim"inin kanıtı diye sundu.

AKP burjuvaziye tedavi edici hizmetler üzerinden rant sunarken, halka da bir yandan eski SSK hastanelerinin eleştirisiyle, bir yandan da hastane binalarının şatafatıyla “yeni Türkiye”nin propagandasını yaptı. Eskisini SSK kuyrukları, yenisini ise şehir hastaneleri temsil ediyordu.

Gerçekten de ilaç ve muayene kuyrukları önemli oranda ortadan kalkmıştı ve bu da yıllar boyunca SSK hastanelerinin rezilliğini çekmiş sigortalıları en azından bir dönem ikna etmeye yetmişti.

Sağlıkta devrim mi, karşı devrim mi? Nasıl anlarız?

Oysa bir ülkenin sağlıktaki performansı, sağlık sisteminin başarısı, ülkeyi yöneten hükümetlerin sağlıktaki niyeti, sağlık hizmetlerinin yıllar içinde nasıl bir değişim gösterdiği gibi sorular ancak sağlık göstergelerini kullanarak yanıtlanabilir.

Bu uzun ve zahmetli bir iş olsa da, çok kısa başlıklar halinde AKP’li yıllarda Türkiye’nin sağlıktaki performansı şöyledir:

1-Bebek ölüm hızı beklenenden %54 daha yüksek. Türkiye’nin kişi başı gelirine göre beklenen bebek ölüm hızı binde 6,5 iken gerçekleşen binde 10 kadar. Her yıl yaklaşık 1.500 bebeğimiz AKP yönetimi nedeniyle bir yaşını göremeden aramızdan ayrılıyor.

2-AKP döneminde hastalık spektrumumuz tamamen değişti: Anksiyeteli, depresyonlu, madde bağımlısı, migrenli, bel ağrılı bir toplum olduk. Artık en çok sağlıklı yaşam yılı kaybına neden olan bu hastalıklar, kapitalist üretim ilişkilerinin yarattığı ve ağırlaştırdığı sorunlar.

3- Çocuk-annelik çok önemli bir sorunumuz. Adolesanlarda doğum hızı Avrupa’da binde 16,6 iken, bizde binde 26,9.

4-AKP sezaryene savaş açmış olmasına rağmen, doğumların %53’ü hala sezaryenle oluyor ve oran özel hastanelerde %70’i geçiyor.

5-Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri ve meme kanserinin erken tanısı çok kolay: Kendi kendine meme muayenesi. Tabi kadınlara öğretilirse. Ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapan kadın oranı yalnızca %20, klinik (sağlık personelinin yaptığı) meme muayenesi ise yok deneyecek düzeyde.

6- Annelerin %30’u, 5 yaşından küçük çocukların da %8’i obez. Toplumumuzun %34’ü fazla kilolu.

7-Aşılama oranlarında düzenli bir düşüş var. 12-23 aylık çocuklarda tam aşılıların oranı 2013’de %74,1 idi, 2018’de %66,9’a geriledi. Aşı karşıtlığı yükseliyor ve AKP aşıyı zorunlu tutan bir yasa çıkarmayarak buna destek veriyor.

8-AKP’nin mücadelede başarısız olduğu bir konu da sigara. Tüm ideolojik baskılara ve vergi bindirmelerine rağmen 2004’de 109 milyar adet olan sigara tüketimi 2018’de 119 milyara yükseldi.

9-AKP Türkiye’si gereksiz antibiyotik tüketiminde OECD birincisi, antibiyotik direncinde ise ikincisi.

10-Türkiye’de fotokopi çeker gibi MR ve tomografi çekiliyor. Bunlar gereksiz tetkikler. Her yıl 1.000 kişiye yapılan tomografi ve MR tetkikinde OECD birincisiyiz. 

11-Kişi başına yıllık sağlık harcamamız 996 Dolar, oysa kişi başı gelirimize göre olanaklı olan 1.514 Dolar.

12-AKP güya herkesi sigortalı yaptı, ama sağlık harcamalarının %20’sini hala cebimizden karşılıyoruz.

13-Özel hastanelerin toplam sağlık harcamasından aldığı pay 2000 yılında %16,6 idi, 2017’de %18,4'e yükseldi. AKP özel hastanelere kaynak aktarıyor.

14- SGK özel hastanelere torpil yapıyor. Devlet hastanelerine vaka başına 97 TL, özel hastanelere ise 120 TL ödüyor (2018).

15-AKP’nin iddialarının aksine bölgeler arasında büyük eşitsizlikler var. Örneğin İstanbul’da 100.000 kişiye düşen uzman hekim sayısı Türkiye ortalamasından %20 fazlayken, Güneydoğu Anadolu’da %36 düşük.  

16-Şehir hastaneleri yandaş inşaat tekellerine rant aktarma mekanizması işlevi görüyor. Toplam yatırım bedeli 10 milyar Dolar olan bu hastaneler için firmalara 25 yılda 30 milyar Dolar kira ödenecek.

17-Türkiye 100.000 kişiye hizmet veren hekim sayısı bakımından OECD sonuncusu.

 

 

 

Yorumlar

  1. Hocam kitabınızı arkadaşlarla okuduk. Sizinle birlikte tartışıp, aydınlanmayı isterdik.Bize öğrettiklerinizin üzerine bilgiler eklendi.Kafamıza takılan soruları sorduğumuz günleri özlüyoruz. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  2. Hocam çok başarılı bir kitap tebrik ederim

    YanıtlaSil
  3. Hocam kitabınız didaktik değil,sağlık emekçisi değilim o haldeyken anladım. Sağlık metalaştı.Kitabı veriyorum dostlara da.Önce yazmıştım benyzılsma yayınevine diğer kitaplarınızı linkle yayınlasınlar ama cevap gelmedi.Yeni kitaplar değil de bulunamayanlar.Saygısızlık yapmayayım hocam.bulunmuyor. Sevgimiz,saygımız büyük size hocamızsınız.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili İlker, seni biliyor ve tanıyorum. Yıllarca üniversitede birlikteydik. Sadece yazmaz, hep mücadele içinde olursun.Arkadaşın olmaktan her zaman gurur duydum. Bu kitabını bilmiyordum. Diğer kitaplarını seni mahcup ederek zorla imzalattığımı bilirim. Hoca gibi hoca, dost gibi dost, dimdik duruşunla sevgini, tavizsiz tavrını, yılmaz çalışkanlığını, bağlılığını, heyecanını ve cesaretini yıllarca bizler biliyoruz, özlüyoruz. İzmirde de sağlıklı ve mutlu kal arkadaşım. Dostça ve yoldaşça kucaklıyorum. Ali Rıza

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

SALGIN